Yol Güvenliği ve Kaza İstatistikleri

 

Emniyet kemeri kullanımı ile ilgili pratik ve önemli bilgiler

Alkollü Araç Kullanma
Trafikte Hız İhlali
Takip Mesafesi Hakkında

Genel ve Bayram Tatillerinde Meydana Gelen Kazalar

 

EMNİYET KEMERİ KULLANIMI

Yol güvenliği denilince akla gelen ilk önlem emniyet kemeri kullanımıdır. Emniyet kemeri kullanımı olası bir kazadan yara almadan kurtulabilmenin en kolay ve en ucuz yoludur. Emniyet kemerleri her araçta bulunur ve özel bir teknoloji gerektirmezler. Araç kullanırken emniyet kemeri kullanımı zorunludur.

Emniyet Kemeri Kullanımı ile Önlenen Riskler

  • .
  1. Emniyet kemeri kaza veya ani fren durumunda, araçla aynı hıza sahip sürücünün/yayanın yine araçla aynı anda durabilmesini sağlayarak beden çarpışmasını önler. Beden çarpması, aracın çarpışma veya ani frenleme sonucunda durmasıyla hareket halindeki sürücünün/yolcunun duramayarak aracın torpido, ön cam, direksiyon ve benzeri kısımlarına çarpmasıdır.
  2. Emniyet kemeri kullanılmaması durumunda 30 km/saat hızda gerçekleşen çarpışmalarda vücutta oluşan hasar 1 birim olarak tanımlanırken, 50 km/saat olan çarpışmalarda bu hasar 9 katına çıkmaktadır. Emniyet kemeri kullanıldığında ise böylesi bir hasar oluşumu büyük oranda engellenebilmektedir.
  3. Emniyet kemeri kullanımı, kaza sonrası özel araçlar içinde meydana gelen ölümleri %45, ağır yaralanmaları ise %50 azaltmaktadır.
  4. Emniyet kemeri kullanımı araç içi ölümleri %60, ağır yaralanmaları ise %65 azaltmaktadır.

Ne Zaman ve Nerede Emniyet Kemeri Kullanılmalıdır

Genel olarak sürücüler emniyet kemerlerini, uzun süreli ve özellikle de şehirlerarası yolculuklarda kullanmayı tercih ederler. Nerede ve ne zaman emniyet kemeri kullanılmalı sorusuna verilebilecek en doğru cevap her yerde ve her zaman olmalıdır.
Araştırmalara göre şehir içi yollardaki kaza riski, araç yoğunluğunun çok olması ve yaya hareketlerinin sıkça görülmesi nedeniyle şehirlerarası yollar veya otoyollara oranla çok daha yüksektir; otoyollarda 1 olan kaza riski şehirlerarası yollarda 3 iken şehir içi yollarda 5 olmaktadır.
Emniyet kemeri kullanımı özellikle düşük hızlarda ve düşük çarpışma hızlarında, yani şehir içlerinde daha koruyucudur. Bu nedenle, şehir içi yollarda emniyet kemeri kullanımı en az şehirlerarası yollardaki kullanım kadar önemlidir.

Emniyet Kemerinin Doğru Kullanımı

Başlangıçta, emniyet kemerinin doğru yere ve tam olarak takıldığından emin olunuz. Gövdenizin sırt kısmını koltuğa tamamen yaslayarak oturmanız gerekmektedir. Çünkü emniyet kemeri vücudunuzu iki ayrı hat üzerinden kavrar. Bunlardan birisi omuzdan ve göğüs kafesi üzerinden geçen çapraz hattır. Diğeri ise belin hemen altından leğen kemiği üzerinden geçen hattır. Bağladığımız emniyet kemeri göğüs kemiğinin üzerinden geçecek şekilde çapraz olarak gövdemizi sarmalıdır. Eğer, emniyet kemeri göğüs kemiğinin biraz yukarısından veya biraz aşağısından geçerse, kaza anında kaburga kemiklerinin yeterli dirence sahip olmayarak kırılmalarına ve dolayısıyla göğüs kafesi içindeki kalp ve akciğer gibi hayati organların tahribatına sebebiyet verebilir. Ayrıca, emniyet kemerinin leğen kemiğinin biraz yukarısından geçmesi durumunda karın boşluğunda yer alan mide, karaciğer ve bağırsaklar gibi organlar direkt olarak yoğun bir basıncın etkisi altında kalacaktır. Bu durum söz konusu organlarda büyük tahribata sebep olabilir. Emniyet kemeri ile bedeniniz arasında giysileriniz dışında hiç bir şeyin bulunmamasına dikkat ediniz.

Emniyet Kemeri Kullanımı ile ilgili Doğru Olmayan İnançlar

Bazı sürücüler kaza sonrasında kemer sebebiyle araçtan çıkamamaktan çekindikleri için emniyet kemeri kullanmadıklarını söylemektedir. Oysaki emniyet kemeri kullanılmaksızın meydana gelen bir kazada, eğer çarpışma etkisiyle araç dışına fırlama durumu söz konusu ise, bu kazanın ölümle sonuçlanma olasılığı tam 25 kat artmaktadır. Ayrıca, kaza sonrası araçtan çıkabilmek için yolcu ve sürücüler bilinçleri açık ve yaralanmamış olmalıdır.

Kimi sürücüler kaza sonrası oluşabilecek yangın ve benzeri durumlarda araçtan derhal kaçabilmek için emniyet kemeri kullanmadıklarını söylemektedirler. İstatistiki verilere göre araçta patlama ve alev alma gibi durumların yaşandığı kazalar, diğer kazalara oranla çok daha az sayıda meydana gelmektedir.Emniyet kemeri kullanmayan sürücülerin en önemli bahanelerinden biri araçlarında hava yastığı bulunuyor olmasıdır. Ancak, hava yastıkları sadece emniyet kemeri ile birlikte kullanıldıklarında yarar sağlarlar. Emniyet kemeri kullanılmadığı durumlarda devreye giren hava yastığı sürücünün nefes almasını engelleyerek ölümüne neden olabilir.

 

ALKOLLÜ ARAÇ KULLANIMI

Alkollü araç kullanımı pek çok sayıda kazanın nedenini oluşturmaktadır. Alkol alımı arttıkça, kandaki oksijen azalır, yeterince oksijen alamayan beyin, fonksiyonlarını kaybetmeye başlar.
Alkolün araç kullanımı üzerindeki bazı etkileri aşağıda belirtilmiştir.

  • 1. Sürücüde korku azalır, kendine güven artar ve risk alma eğiliminde artış görülür. Örneğin yüksek hız ve tehlikeli manevralar yapma olasılığı artar, sürücünün hata ve kaza yapma olasılığı yükselir.
    2. Alınan alkol sürücünün kendini kontrol edememesine, bildiklerini yanlış yapmasına neden olur.
    3. Kandaki alkol miktarının artması yorgunluk ve dikkat azalmasına, kişinin denge, görme ve işitme gibi fonksiyonlarında, kas kontrolünde azalmalara ve sonuç olarak araç hakimiyetinde zayıflıklara sebep olur.
    4. Alkol kullanımı, zihinsel becerileri olumsuz etkileyeceğinden, sürücüler araç kullanırken etraflarında gelişen olayları kavramakta güçlük çekerler. Dolayısıyla sürücünün reaksiyon süresi uzar, yani sürücünün önüne, aniden bir canlının veya bir aracın çıkması halinde, alkolsüz sürücüye oranla intikal ve fren mesafesinde artış olur. Bu da kaza yapma olasılığını yükselir.

Basa Dön

Trafikte Hız İhlali

Aşırı ve uygunsuz hız birçok ülkede kazalara ve yaralanmalara yol açan en önemli faktörlerden biridir. Aracın seyir hızı artıkça, duruş mesafesi de artar, bu da kaza riskini artırır. Yüksek hızla seyredildiğinde daha fazla kinetik enerji oluştuğundan, olası bir kazada yaralanma ihtimali daha yüksektir.

Hız yönetimi yol güvenliğini artırmada çok önemli bir araçtır. Ancak, sürücülerin hız limitlerine uymasını sağlamak ve güvensiz sürüşleri azaltmak zordur. Çoğu sürücü hız sınırını aşmanın getirdiği risklerin farkında değildir ve çoğunlukla sürücü için hızlı araç kullanmanın getirdiği avantajlar, risklerden daha ağır basmaktadır.  

Birçok düşük ve orta gelirli ülkede ciddi derecede yol güvenliği problemi yaşanmaktadır. Birçok çalışma hız limitini aşılmasının yol güvenliğini azalttığını göstermektedir. Tüm dünyada trafikte aşırı hızın engellenmesi, yol güvenliği üzerinde çalışan kişilerin karşılaştığı ve çok güçlü, uzun vadeli ve multidisipliner çalışmalar gerektiren en önemli zorluklardan biridir.

Hız ihlali nedir?
Hız ihlali, sürücünün aracı duyurulan ve kanuni olarak izin verilen hızın üzerinde kullanması durumudur. Hız kuralları sadece ülkemizde değil batıda da en çok ihlal edilen kurallardandır. Yapılan çalışmalara göre sürücülerin %90'ının bildirilen ya da tavsiye edilen hız sınırlarını aştığı tahmin edilmektedir.
Hız ihlalinin nedenleri
  • Sürücüler yüksek hızla seyrettiklerinde, yoldaki seyir zamanını kısalır. Yani, yüksek hızla seyretmek bu bakımdan sürücülere avantajlı görünmektedir.  
  • Her ne kadar yüksek hız ciddi ve ölümcül kazalara neden olsa da, sürücüler, yüksek hızla seyrederken kaza yapma ihtimallerini çok düşük olarak algılamaktadırlar. Bu nedenle kaza ihtimalinin yüksek olması sürücüler için caydırıcı bir faktör değildir.
  • Sürücüler çoğunlukla hız sınırlarının farkında olmadıklarını belirtirler.
  • Sürücülerin %90’ı, kendi sürüş yeteneğini ortalamanın üzerinde algılar. Yani, olası bir riskli durumla başa çıkma becerilerini yüksek algılarlar.
  • Gelişen teknoloji ile birlikte, araçlar artık daha yüksek hızlara ulaşabilmektedir.

Aşırı hızın trafik güvenliği üzerine etkisi
  • Aşırı hız ile kullanılan araç bazı özel durumlarda (dönüş ve sert frenlemede) daha zayıf bir yol tutuşuna sahiptir ve aracı kontrol etmek daha zordur.
  • Yüksek hızlarda sürücünün potansiyel riskler için daha az tepki süresi vardır.
  • Yüksek hızlarda hareket eden bir araca karşı diğer sürücülerin de tepki süresi azdır.
  • Yüksek hız trafik kazalarının sonuçlarını daha da ağırlaştırmaktadır.

Daha ayrıntılı bir şekilde ele alınırsa;
  • Aşırı hızın kazalar üzerindeki temel etkisinin kazalara sebebiyet verme ve kaza sonucu ortaya çıkacak hasarı/zararı arttırma yönünde yoğunlaştığı tespit edilmiştir. Örneğin hızın %10 km/s arttırılması çarpma etkisini %21 arttırmaktadır. Aynı Aşırı hızlı araç kullanımı araç içinde bulunan güvenlik önlemlerinin ve sürücünün kabiliyetinin kazayı önleme ihtimalini çok düşürmektedir.
  • Ayrıca, araştırmalar, ortalama hızın %5 yani 100 km/s'ten 95 km/s'e düşürülmesiyle, ölümle sonuçlanan trafik kazalarında %18.5, ciddi yaralanma ile sonuçlanan kazalarda ise %14.3 oranında azalma olduğunu göstermektedir.
Yayaların, bisikletli ve motosikletli sürücülerin, trafiğe korunmasız çıktıklarında,  herhangi bir motorlu aracın kendilerine çarpmaları/çarpışmaları durumunda ciddi ya da ölümcül yaralar almaları kaçınılmazdır. Araştırmalar seyir hızının artmasının ölüm ve yaralanma riskini artırdığını göstermektedir. Örneğin, 30 km/s ile hızla ilerleyen bir aracın çarpması durumunda, yayanın yaşama ihtimali varken, 50km/s ile hızla ilerleyen bir aracın çarpması durumunda, yayanın ölme ihtimali %80dir.



Basa Dön

Takip Mesafesi
Trafikte, önünüzde seyreden araçla aranızdaki mesafenin ne kadar olması gerektiğini bilmek güvenli sürüş için gereken önemli noktalardan biridir. Örneğin, zincirleme çarpışmalar, sürücülerin çoğunlukla önlerindeki aracı çok yakın takip etmelerinden ve zamanında fren yapamadıklarından meydana gelmektedir.
Bir yaklaşıma göre, hızınız sürüş anında ne ise, önünüzdeki araçla aranızda bırakmanız gereken mesafe onun metre karşılığı olmalıdır. Örneğin 90 km/saat hızla gidiyorsanız, önünüzde seyreden araç ile aranızda 90 metre mesafe bırakmanız gibi. Ancak bu yaklaşım, özellikle şehirlerarası yollarda uygun olabilir. Şehir içlerindeki, trafik yoğunluğu ve göreceli olarak düşük hızlar, bu mesafeyi hızın metre cinsinden yarısına eşit bir değere çekebilir. Örneğin 40 km/saat hızla gidiyorsanız, arada 20 metre mesafe bırakmanız gibi.
Karayollarında araç kullanırken, iki araç arasındaki mesafeyi belirlemede kullanılan daha açık ve uygulaması daha kolay bir yöntem daha vardır: "Üç Saniye Kuralı". Bu kurala göre, ilk adım, öndeki aracın yanından geçip gittiği yol kenarında bir direk, ağaç ya da bir işaret belirlemektir. Sonrasında, öndeki araç bu nesneyi geçer geçmez, içinizden, "binbir, biniki ve binüç" diye saymaya başlayın. Eğer binüçe gelmeden önce, belirlediğiniz işarete varırsanız, aracınız öndeki araca çok yakın demektir; Üç Saniye Kuralı’na göre takip mesafenizi artırmanız gerekmektedir. Çünkü, önden seyreden araç ani bir fren yaptığında, sizin de bunu fark edip frene basmanız ve aracınızın durması yaklaşık üç saniye içinde gerçekleşir.
Geçen bu üç saniyede, eğimsiz, düz ve asfalt yolda;

Hızınız 50 km/saat ise, aracınızın alacağı yol 45 metre;
Hızınız 70 km/saat ise, aracınızın alacağı yol 60 metre;
Hızınız 90 km/saat ise, aracınızın alacağı yol 75 metre olacaktır.

Basa Dön